Sagopa kajmer-zaman röportajı[11.05.2008]
1 sayfadaki 1 sayfası
Sagopa kajmer-zaman röportajı[11.05.2008]
Küçükken de böyle çok
konuşan biri miydiniz?
Ssessiz bir çocuktum, müzik
dinler ve mutlu olurdum. Çok
fazla içime kapanıktım. Anca
biraz açıldım diyebilirim.
Anne-babanız ne diyordu sizin bu küfürlü
şarkılarınıza? Ailenizin büyüklerine karşı
bir isyan duygusu oldu mu içinizde?
Bana ailem karışmaz. Ne yaparsam onlar için
iyidir. Önceki şarkılarımdaki küfürleri de önemsemiyorum,
sonuçta herkes küfreder. Ben eski
şarkılarımla aramı çoktan bozdum. Ayrıca isyankar
değilim ve isyan müziği de yapmıyorum. ılk
önce yaptığım müziğin isyan müziği olmadığını
anlamanızı isterim. Eskilerde takılmamak gerek.
Aile büyüklerime boynum kıldan incedir. Aile en
önemli sahipliktir. şarkılarımın küfür içerdiği
vakitlerde ailem beni hiç dinlemezdi, hatta pop
müzik yap derlerdi. Ne zaman ki ‘Bir Pesimistin
Gözyaşları' albümünü yaptım; hem insanların
hem de ailemin müziğime bakış açıları değti.
Böylesi beni de mutlu etti. Ünlü olmamak için
ses tonumu değik kullanırdım. Zamanından
kalan içime kapanıklığın dışavurumuydu bu.
Kelimelerin gücü adına çıktığınız bu yolda
sizi ne susturabilir?
Eğer iyi sözler yazamasaydım benimle röportaj
yapar mıydınız? Sanırım hayır. Kelimelerin gücü,
cümlelerin gücü; bu ikisine müziğin sağlamlığı
eklendiğinde bütünlük sağlanıyor. Eğer sadece
iyi müzik olsaydı da sözler kötü olsaydı olmazdı.
Ben bir bütünüm, bütünlüğüm olduğu
için Sagopa Kajmer'im. Hissettiklerimi açığa vururken
dikkatli olmalıyım. Bu benim disiplinim,
prensibim. Beni susturabilmek için yaratılmış
herhangi bir güç yok. Çünkü ben gücümü dinleyicimden,
insanlardan alıyorum. Susturulması
ancak kendine bağlı olan bir imkansızım.
ıllâ ki ağız dolusu konuşmak mı gerekiyor?
Sustuğunuz anlarda ne yapıyorsunuz?
Nasıl planlama yaptığınıza bağlı. Ben de herkes
gibi insanım, susarım da konuşurum da. Önemli
olan doğru zamanda konuşup doğru zamanda
susmak. Dışarıdan nasıl göründüğümü bilemiyorum
ama kendimi nasıl gördüğümü çok
iyi biliyorum. Sustuğum zamanlarda murakabe
yapar düşünürüm. Laf kalabalığını sevmem.
Müzikte de laf kalabalığını sevmiyorum.
Özü yakalamak, az ve öz konuşmak lazım.
Kaf Kef, Evliya-i Rap, Küheylan, Yaşlı Çocuk,
Karizmatik Emmi, Melodrama, Sagopa Kajmer...
Gerçek isminiz de Yunus. Niye bu kadar
çok mahlas kullanıyorsunuz?
O an ne hissediyorsam o. şarkılara göre de
değir, hislere göre de. Kendimle barışık yaşarım,
mahlasları hissi olarak düşünmek gerek.
Öyle gelişi güzel bir şey değil. Her bir
mahlasım benim ayrı bir anlatımımdır.
Sözlerinizin akıllarda kalıcı olmasının nedeni
ne? Dünya zevklerine fazla itibar etmemeniz
mi, sözlerinizin felsefeyle yoğrulması mı?
Maneviyatım. Ben dünya zevkleriyle ilgilenmiyorum.
Neysem oyum. Olduğum gibi görünürüm,
düşündüklerimi şarkılarıma aktarırken kelime
dünyası içinden en öz olanları yan yana koyarım.
Anlaşılırlık sayesinde kalıcılığı yakaladım.
Amerikan kültüründen doğan rap müziğinin
argümanlarını kullanarak, Amerikalı takılmamaktan,
kendi değerlerimize sahip çıkmaktan
bahsediyorsunuz? Bu çelişki değil mi?
O zaman şöyle söyleyeyim, hiçbirimiz e-mail ya
da internet kullanmayalım, kola da içmeyelim,
Amerikan markaları da giymeyelim. Allah vesileler
yaratmış, vesileyi değerlendirmek esastır.
Her ne kadar Amerika sokaklarından çıkmış olsa
da rap bir araçtır. Amaçsa içinde gizlediğindir.
Sen bir kısmını alır ve kendi özüne uyarlarsın.
Rock müzik yapanlar da böyledir, pop da. Türkiye'de
sahip çıkmamız gereken ne var? Kültür
diyoruz, gelenek görenek diyoruz, ama izlediğimiz
kliplerde çıplak hatunlar, gırla içki, kötü sesler
ve bize uymayan görüntüler var. Bırak Amerikancılığı,
zaten yırtınsan onlar gibi olamazsın
ya da yarattığın sahtelikle onların gerçekliğini
yakalayamazsın. Bizde hep dış ülkelere özenti
var. Artık Türkçe o kadar değtirildi ki, esas
bunlarla ilgilenmek gerek. Sago bunu söyler.
Ortaya koyduğunuz Türk rap'inin hem Türkiye'deki
rapçilerden hem de dünyadaki
rapçilerden farklı yanları nedir?
Benim hem sözlerim hem de müziğim kendime
has. Cevap olarak bu gerçeklik yeter. Malum
Türkçe rap dendiğinde "Iııghhh çok itici buluyorum"
diyenler o kadar çok ki! Benden sonra insanların
rap'e bakış açıları değti. Ailelere kadar
ulaştım. Kitlelerin bana olan sevgisi diğerlerine
olanlardan çok daha farklı. Beni ağabeyleri, öğretmenleri
olarak görüyorlar. ışte fark bu. Ben bir
yıldız değilim, bir ihtiyacım belki de, kim bilir.
Rap ortamının algı ve idrak seviyesi düşük mü?
Hayır, hayli yüksek. Dinleyenlerim çok zeki.
Zeki olmasalar beni dinlemezlerdi. Çünkü
ben de zekiyim. ıdrake geç varanlar ise sonradan
her şeyin farkına varıyorlar. Sonuçta anlamadan
idrak olmaz. Konserlerde bağıra bağıra,
ağlaya ağlaya şarkılarıma iştirak ediliyorsa
o insanların idrak seviyelerinin düşük olduğu
nasıl söylenebilir? Onlar canım benim.
Türkiye'deki rap sanatçılarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türkiye gibi muhafazakar değerlere
sahip bir ülkede rap gelişir mi?
ınsan kendini geliştirir, müzik gelişmez. Sen geliştikçe
aracın olan müziği de değtirirsin. Ne bileyim
sözler değir, anlattıklarının derinliği değir.
Muhafazakar bir ülkedeyiz diyorsunuz ama
o eskidendi. Artık her şey o kadar serbest ki…
Dünyayı gezdim, bizim kadar rahat ülke yok.
Türk rap'inde neler oluyor bilmiyorum. Belki de
umrumda değil. Herkesin bir şekilde amacına
ulaşmasını ve bizim önderliğini yaptığımız bu
türü geliştirmesini de canı gönülden istiyorum.
17 yaşında ‘Tepki' isimli bir rapçi "Kulağın
boynuzdan korktuğu bir rap anlayışı var Türkiye'de.
Büyükler bizi aşağıya itmeye çalışıyor"
diye feryat ediyordu? Doğru mu bu?
Abartılı bir yaklaşım. ıyi rapçi vardı da Türk rap
dinleyicisi mi kabullenmedi? ıyi olan her zaman
iyidir ve iyi olan mutlaka sonuca varır. Ben 10 senede
vardım. Ama vardım. şahsi olarak derim
ki; boynuzlar kimi zaman kulak altında kalırlar,
kimi zaman onun üstüne çıkarlar. Boynuzuna
göre değir. Demek ki o boynuzlar kulağa ulaşamamışlar.
Ulaşsalardı kendi özgürlüklerini
tadarlar ve işin hazzına varırlardı. Bu denizin
tüm suyunu bizler içeceğiz diye bir kaide yok.
ıçerisinde gazel ve kaside olacak bir kitap
yazmaya başlamıştınız? Ne aşamada?
Boş vaktim oldukça yazıyorum. Çok bir şey yok.
Kaside, gazel vs. yazabilirsem ne mutlu bana.
Sizin sevdiğiniz rapçilerin isimlerini (Chuck
D, Ice T, L.L, Krs, Cube, Kool Keith, Rakim
gibi...) biliyoruz ama sizi kendine çeken evliya
ya da derviş insanlar kimler?
Son iki senem alim zatların hayatlarını araştırmak
ve onlardan feyzler almakla geçti. Hâlâ benim
için en mühim şey, o mübarek zatların dopdolu
hayatlarından bir zerre olsun istifade edebilmek.
Beni derinden etkileyenleri büyük bir
zevkle yazayım: Abdülkadir Geylâni (ks) en başta
olmak üzere; Ahmed el Bedevî (ks), Hasan-ı
Basri (ks), Ahmed er-Rufai (ks), Bişr-i Hafi (ks),
Mahmud Hüdâi (ks), şah-ı Nakşibendi, Feridüddin
Attar (ks), Mevlânâ Celaleddin-i Rumi
(ks), Buhari, Müslim, Hakim Tirmizi, ıbrahim
Hakkı Erzurumi (ks), Muhyiddin-i Arabi (ks). O
kadar çoklar ki her biri ile ilgili değik hayranlıklarım
var. O saydığınız rapçileri eskiden dinlerdim.
Ben rap'in krallarından geçtim, gönül sultanlarına
bağlandım artık. O kadar muhteşemler
ki! Okudum bildim deme, çok taat kıldım deme.
ılk emir okumak, ama roman okumak değil.
Söz, bu topraklarda değerli bir enstrümandır.
Rap sözün gücünü azaltmıyor mu?
Vezin problemi olmasaydı kısıtlama olmazdı.
Fakat malum ritimsel bir bütünlük için lirikal
açıdan düzenleme şart. Bu işi de herkes
yapamaz, ustanın işidir. O nedenle ben ben
oldum. Her ne kadar kısıtlı bir söz dizimi olsa
da içi umman oldukça problem yok.
Sözün en etkili ve tasarruflu sarf edildiği kitap
Kur'an'dır. Kur'an okuyor musunuz?
Katılıyorum. Elbette okuyorum, okumadan
olur mu? O kadar rahatlatıyor ki!..
Allah'la dua ederek konuşurken kullandığınız
kelimeler nasıldır peki?
Rabb’imiz bizlere sünnet izinden gitmeyi buyuruyor.
Onunla iletişim için ilkin sünnete bağlanmak
ve bu vesileyle doğruca ilerlemek gerek.
Malum herkes canı sıkıldıkça Rab ile konuşabilir,
içini rahatlatabilir. Lakin ben ilk önce Rabb'in
benden istediklerini uygulamaya koyup daha
sonra ondan aldığım güç ile dua ediyorum. Bir
şey yapmadan bir şey beklemek ya da kuru
kuruya dua etmek bana ters. ırtibat, çokça
zikretmektir. Ben buna çok önem veririm. Bir
süre sonra otomatik olarak iletişiminiz güçlenir.
Kelimelerden geçtik biz, manaya indik.
Hem dindar hem pesimist olabilir mi nsan?
Çelişki arayan için hayat çelişkilerle dolu. Mühim
olan takdir etmek. Pesimist olmak, mecazi
manada suskunluktur. s.zengin@zaman.com.tr
H.SALıH ZENGıN
"Rap'i yozlaştıran ve
serseriliği ön plana
çıkaran Eminem, 5r0
cent gibi Amerikalı
rapçileri yeriyorum.
Umrumda değiller!"
Sizin ilk dönemler protest, daha
küfürlü bir tarzınız vardı? Zamanla
daha derin, manalı, aşk ve acı
üzerine yoğunlaşan bir tarza kaydınız?
Ne değti, ne değtirdi kelimelerinizi?
Rap'çı Yunus, Hak'çı
derviş Yunus olma azminde mi?
Her zaman aynıydım, siz beni geç
yakalamışsınız. Her şey aynı. Yunus,
Yunus’tur. Bizim Yunus. Ama sizin,
‘bizim Yunus' demeniz için beni daha
iyi idrak etmeniz gerek.
Osmanlıca ve Farsça kelimelerini
sık kullandığınız şarkılarınızı günümüzün
gençleri anlayabilir mi?
Son albümünüz Kötü ınsanları
Tanıma Senesi daha sade ve yabancı
kelimelerin azaltıldığı bir
çalışma olmuş. Bu yöndeki şikayetlerin
bir sonucu mu bu?
Hayır, daha fazla kişiye ulaşmak için
daha anlaşılır olmak gerek. Tercih edilen
yol bu. Kimsenin bir şikayeti yok.
Hatta ben komple yabancı kelime kullansam
da onlar ezberler ve hissederler.
Herkese her türlü yazabildiğimi
gösterdim en azından. Önceden benim
için "sözlük ve kitap açıp yazıyor" denilirdi.
Bu gibi cahilleri bilgimle ezdim.
Ben sokak şairiyim diyorum. Bu şu
demek; sokak kültürü ile iç içe yaşadım
ve sokaktaki insanın diliyle nasıl
müzik yapılır onu yaptım. Biraz kaba,
biraz sert ama genelde etkili bir yapım
var. Tamamıyla kendi tasarımım.
Gençleri alkolden, uyuşturucudan
uzak durmaya çağırıyorsunuz. Oysa
birçok insanın kafasında rap'in
bu tür ortamlarda filizlendiğine
dair bir yargı yok mudur?
Her duyulana ya da her insanın dediğine
inanmamalı. Kötü de var, iyi de. Sage
Francis adlı rap sanatçısını örnek
verelim. Bu MC belki de en önemli rap
yıldızlarından biri ve Amerika'da benim
lirikalitemde olan, hissiyatı bana benzeyen
bir sanatçı. Ne alkol içer ne de
uyuşturucu kullanır. Ben bunlarla ilgileniyorum.
Ve her fırsatta rapi yozlaştıran
ve serseriliği ön plana çıkaran büyük
Amerikalı rapçileri de yeriyorum.
Bu Eminem olsa da dr dre ya da 5r0
cent olsa da. Umrumda değiller! Onların
sözlerinin toplamını karşınıza alın,
gülersiniz. Kısacası Sago der ki; ağzı
olan konuşuyor. Rap müziğinin kitabını
yazacak derece bilgi sahibi biriyim. O
nedenle işi kısaca özetleyelim: Rap demek
iyi söz ve iyi yorumun kaliteli bir
müzikle birleşmesidir. Bunu yaparken
ne içtiğin ya da ne kullandığından ziyade
çıkan şarkının kalitesi seni alakadar
etmeli. Gençleri hiçbir şeyden
uzak tutma gayretim yok. O gayreti
onlar göstermeliler, ben de vesile olmalıyım
konuşan biri miydiniz?
Ssessiz bir çocuktum, müzik
dinler ve mutlu olurdum. Çok
fazla içime kapanıktım. Anca
biraz açıldım diyebilirim.
Anne-babanız ne diyordu sizin bu küfürlü
şarkılarınıza? Ailenizin büyüklerine karşı
bir isyan duygusu oldu mu içinizde?
Bana ailem karışmaz. Ne yaparsam onlar için
iyidir. Önceki şarkılarımdaki küfürleri de önemsemiyorum,
sonuçta herkes küfreder. Ben eski
şarkılarımla aramı çoktan bozdum. Ayrıca isyankar
değilim ve isyan müziği de yapmıyorum. ılk
önce yaptığım müziğin isyan müziği olmadığını
anlamanızı isterim. Eskilerde takılmamak gerek.
Aile büyüklerime boynum kıldan incedir. Aile en
önemli sahipliktir. şarkılarımın küfür içerdiği
vakitlerde ailem beni hiç dinlemezdi, hatta pop
müzik yap derlerdi. Ne zaman ki ‘Bir Pesimistin
Gözyaşları' albümünü yaptım; hem insanların
hem de ailemin müziğime bakış açıları değti.
Böylesi beni de mutlu etti. Ünlü olmamak için
ses tonumu değik kullanırdım. Zamanından
kalan içime kapanıklığın dışavurumuydu bu.
Kelimelerin gücü adına çıktığınız bu yolda
sizi ne susturabilir?
Eğer iyi sözler yazamasaydım benimle röportaj
yapar mıydınız? Sanırım hayır. Kelimelerin gücü,
cümlelerin gücü; bu ikisine müziğin sağlamlığı
eklendiğinde bütünlük sağlanıyor. Eğer sadece
iyi müzik olsaydı da sözler kötü olsaydı olmazdı.
Ben bir bütünüm, bütünlüğüm olduğu
için Sagopa Kajmer'im. Hissettiklerimi açığa vururken
dikkatli olmalıyım. Bu benim disiplinim,
prensibim. Beni susturabilmek için yaratılmış
herhangi bir güç yok. Çünkü ben gücümü dinleyicimden,
insanlardan alıyorum. Susturulması
ancak kendine bağlı olan bir imkansızım.
ıllâ ki ağız dolusu konuşmak mı gerekiyor?
Sustuğunuz anlarda ne yapıyorsunuz?
Nasıl planlama yaptığınıza bağlı. Ben de herkes
gibi insanım, susarım da konuşurum da. Önemli
olan doğru zamanda konuşup doğru zamanda
susmak. Dışarıdan nasıl göründüğümü bilemiyorum
ama kendimi nasıl gördüğümü çok
iyi biliyorum. Sustuğum zamanlarda murakabe
yapar düşünürüm. Laf kalabalığını sevmem.
Müzikte de laf kalabalığını sevmiyorum.
Özü yakalamak, az ve öz konuşmak lazım.
Kaf Kef, Evliya-i Rap, Küheylan, Yaşlı Çocuk,
Karizmatik Emmi, Melodrama, Sagopa Kajmer...
Gerçek isminiz de Yunus. Niye bu kadar
çok mahlas kullanıyorsunuz?
O an ne hissediyorsam o. şarkılara göre de
değir, hislere göre de. Kendimle barışık yaşarım,
mahlasları hissi olarak düşünmek gerek.
Öyle gelişi güzel bir şey değil. Her bir
mahlasım benim ayrı bir anlatımımdır.
Sözlerinizin akıllarda kalıcı olmasının nedeni
ne? Dünya zevklerine fazla itibar etmemeniz
mi, sözlerinizin felsefeyle yoğrulması mı?
Maneviyatım. Ben dünya zevkleriyle ilgilenmiyorum.
Neysem oyum. Olduğum gibi görünürüm,
düşündüklerimi şarkılarıma aktarırken kelime
dünyası içinden en öz olanları yan yana koyarım.
Anlaşılırlık sayesinde kalıcılığı yakaladım.
Amerikan kültüründen doğan rap müziğinin
argümanlarını kullanarak, Amerikalı takılmamaktan,
kendi değerlerimize sahip çıkmaktan
bahsediyorsunuz? Bu çelişki değil mi?
O zaman şöyle söyleyeyim, hiçbirimiz e-mail ya
da internet kullanmayalım, kola da içmeyelim,
Amerikan markaları da giymeyelim. Allah vesileler
yaratmış, vesileyi değerlendirmek esastır.
Her ne kadar Amerika sokaklarından çıkmış olsa
da rap bir araçtır. Amaçsa içinde gizlediğindir.
Sen bir kısmını alır ve kendi özüne uyarlarsın.
Rock müzik yapanlar da böyledir, pop da. Türkiye'de
sahip çıkmamız gereken ne var? Kültür
diyoruz, gelenek görenek diyoruz, ama izlediğimiz
kliplerde çıplak hatunlar, gırla içki, kötü sesler
ve bize uymayan görüntüler var. Bırak Amerikancılığı,
zaten yırtınsan onlar gibi olamazsın
ya da yarattığın sahtelikle onların gerçekliğini
yakalayamazsın. Bizde hep dış ülkelere özenti
var. Artık Türkçe o kadar değtirildi ki, esas
bunlarla ilgilenmek gerek. Sago bunu söyler.
Ortaya koyduğunuz Türk rap'inin hem Türkiye'deki
rapçilerden hem de dünyadaki
rapçilerden farklı yanları nedir?
Benim hem sözlerim hem de müziğim kendime
has. Cevap olarak bu gerçeklik yeter. Malum
Türkçe rap dendiğinde "Iııghhh çok itici buluyorum"
diyenler o kadar çok ki! Benden sonra insanların
rap'e bakış açıları değti. Ailelere kadar
ulaştım. Kitlelerin bana olan sevgisi diğerlerine
olanlardan çok daha farklı. Beni ağabeyleri, öğretmenleri
olarak görüyorlar. ışte fark bu. Ben bir
yıldız değilim, bir ihtiyacım belki de, kim bilir.
Rap ortamının algı ve idrak seviyesi düşük mü?
Hayır, hayli yüksek. Dinleyenlerim çok zeki.
Zeki olmasalar beni dinlemezlerdi. Çünkü
ben de zekiyim. ıdrake geç varanlar ise sonradan
her şeyin farkına varıyorlar. Sonuçta anlamadan
idrak olmaz. Konserlerde bağıra bağıra,
ağlaya ağlaya şarkılarıma iştirak ediliyorsa
o insanların idrak seviyelerinin düşük olduğu
nasıl söylenebilir? Onlar canım benim.
Türkiye'deki rap sanatçılarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türkiye gibi muhafazakar değerlere
sahip bir ülkede rap gelişir mi?
ınsan kendini geliştirir, müzik gelişmez. Sen geliştikçe
aracın olan müziği de değtirirsin. Ne bileyim
sözler değir, anlattıklarının derinliği değir.
Muhafazakar bir ülkedeyiz diyorsunuz ama
o eskidendi. Artık her şey o kadar serbest ki…
Dünyayı gezdim, bizim kadar rahat ülke yok.
Türk rap'inde neler oluyor bilmiyorum. Belki de
umrumda değil. Herkesin bir şekilde amacına
ulaşmasını ve bizim önderliğini yaptığımız bu
türü geliştirmesini de canı gönülden istiyorum.
17 yaşında ‘Tepki' isimli bir rapçi "Kulağın
boynuzdan korktuğu bir rap anlayışı var Türkiye'de.
Büyükler bizi aşağıya itmeye çalışıyor"
diye feryat ediyordu? Doğru mu bu?
Abartılı bir yaklaşım. ıyi rapçi vardı da Türk rap
dinleyicisi mi kabullenmedi? ıyi olan her zaman
iyidir ve iyi olan mutlaka sonuca varır. Ben 10 senede
vardım. Ama vardım. şahsi olarak derim
ki; boynuzlar kimi zaman kulak altında kalırlar,
kimi zaman onun üstüne çıkarlar. Boynuzuna
göre değir. Demek ki o boynuzlar kulağa ulaşamamışlar.
Ulaşsalardı kendi özgürlüklerini
tadarlar ve işin hazzına varırlardı. Bu denizin
tüm suyunu bizler içeceğiz diye bir kaide yok.
ıçerisinde gazel ve kaside olacak bir kitap
yazmaya başlamıştınız? Ne aşamada?
Boş vaktim oldukça yazıyorum. Çok bir şey yok.
Kaside, gazel vs. yazabilirsem ne mutlu bana.
Sizin sevdiğiniz rapçilerin isimlerini (Chuck
D, Ice T, L.L, Krs, Cube, Kool Keith, Rakim
gibi...) biliyoruz ama sizi kendine çeken evliya
ya da derviş insanlar kimler?
Son iki senem alim zatların hayatlarını araştırmak
ve onlardan feyzler almakla geçti. Hâlâ benim
için en mühim şey, o mübarek zatların dopdolu
hayatlarından bir zerre olsun istifade edebilmek.
Beni derinden etkileyenleri büyük bir
zevkle yazayım: Abdülkadir Geylâni (ks) en başta
olmak üzere; Ahmed el Bedevî (ks), Hasan-ı
Basri (ks), Ahmed er-Rufai (ks), Bişr-i Hafi (ks),
Mahmud Hüdâi (ks), şah-ı Nakşibendi, Feridüddin
Attar (ks), Mevlânâ Celaleddin-i Rumi
(ks), Buhari, Müslim, Hakim Tirmizi, ıbrahim
Hakkı Erzurumi (ks), Muhyiddin-i Arabi (ks). O
kadar çoklar ki her biri ile ilgili değik hayranlıklarım
var. O saydığınız rapçileri eskiden dinlerdim.
Ben rap'in krallarından geçtim, gönül sultanlarına
bağlandım artık. O kadar muhteşemler
ki! Okudum bildim deme, çok taat kıldım deme.
ılk emir okumak, ama roman okumak değil.
Söz, bu topraklarda değerli bir enstrümandır.
Rap sözün gücünü azaltmıyor mu?
Vezin problemi olmasaydı kısıtlama olmazdı.
Fakat malum ritimsel bir bütünlük için lirikal
açıdan düzenleme şart. Bu işi de herkes
yapamaz, ustanın işidir. O nedenle ben ben
oldum. Her ne kadar kısıtlı bir söz dizimi olsa
da içi umman oldukça problem yok.
Sözün en etkili ve tasarruflu sarf edildiği kitap
Kur'an'dır. Kur'an okuyor musunuz?
Katılıyorum. Elbette okuyorum, okumadan
olur mu? O kadar rahatlatıyor ki!..
Allah'la dua ederek konuşurken kullandığınız
kelimeler nasıldır peki?
Rabb’imiz bizlere sünnet izinden gitmeyi buyuruyor.
Onunla iletişim için ilkin sünnete bağlanmak
ve bu vesileyle doğruca ilerlemek gerek.
Malum herkes canı sıkıldıkça Rab ile konuşabilir,
içini rahatlatabilir. Lakin ben ilk önce Rabb'in
benden istediklerini uygulamaya koyup daha
sonra ondan aldığım güç ile dua ediyorum. Bir
şey yapmadan bir şey beklemek ya da kuru
kuruya dua etmek bana ters. ırtibat, çokça
zikretmektir. Ben buna çok önem veririm. Bir
süre sonra otomatik olarak iletişiminiz güçlenir.
Kelimelerden geçtik biz, manaya indik.
Hem dindar hem pesimist olabilir mi nsan?
Çelişki arayan için hayat çelişkilerle dolu. Mühim
olan takdir etmek. Pesimist olmak, mecazi
manada suskunluktur. s.zengin@zaman.com.tr
H.SALıH ZENGıN
"Rap'i yozlaştıran ve
serseriliği ön plana
çıkaran Eminem, 5r0
cent gibi Amerikalı
rapçileri yeriyorum.
Umrumda değiller!"
Sizin ilk dönemler protest, daha
küfürlü bir tarzınız vardı? Zamanla
daha derin, manalı, aşk ve acı
üzerine yoğunlaşan bir tarza kaydınız?
Ne değti, ne değtirdi kelimelerinizi?
Rap'çı Yunus, Hak'çı
derviş Yunus olma azminde mi?
Her zaman aynıydım, siz beni geç
yakalamışsınız. Her şey aynı. Yunus,
Yunus’tur. Bizim Yunus. Ama sizin,
‘bizim Yunus' demeniz için beni daha
iyi idrak etmeniz gerek.
Osmanlıca ve Farsça kelimelerini
sık kullandığınız şarkılarınızı günümüzün
gençleri anlayabilir mi?
Son albümünüz Kötü ınsanları
Tanıma Senesi daha sade ve yabancı
kelimelerin azaltıldığı bir
çalışma olmuş. Bu yöndeki şikayetlerin
bir sonucu mu bu?
Hayır, daha fazla kişiye ulaşmak için
daha anlaşılır olmak gerek. Tercih edilen
yol bu. Kimsenin bir şikayeti yok.
Hatta ben komple yabancı kelime kullansam
da onlar ezberler ve hissederler.
Herkese her türlü yazabildiğimi
gösterdim en azından. Önceden benim
için "sözlük ve kitap açıp yazıyor" denilirdi.
Bu gibi cahilleri bilgimle ezdim.
Ben sokak şairiyim diyorum. Bu şu
demek; sokak kültürü ile iç içe yaşadım
ve sokaktaki insanın diliyle nasıl
müzik yapılır onu yaptım. Biraz kaba,
biraz sert ama genelde etkili bir yapım
var. Tamamıyla kendi tasarımım.
Gençleri alkolden, uyuşturucudan
uzak durmaya çağırıyorsunuz. Oysa
birçok insanın kafasında rap'in
bu tür ortamlarda filizlendiğine
dair bir yargı yok mudur?
Her duyulana ya da her insanın dediğine
inanmamalı. Kötü de var, iyi de. Sage
Francis adlı rap sanatçısını örnek
verelim. Bu MC belki de en önemli rap
yıldızlarından biri ve Amerika'da benim
lirikalitemde olan, hissiyatı bana benzeyen
bir sanatçı. Ne alkol içer ne de
uyuşturucu kullanır. Ben bunlarla ilgileniyorum.
Ve her fırsatta rapi yozlaştıran
ve serseriliği ön plana çıkaran büyük
Amerikalı rapçileri de yeriyorum.
Bu Eminem olsa da dr dre ya da 5r0
cent olsa da. Umrumda değiller! Onların
sözlerinin toplamını karşınıza alın,
gülersiniz. Kısacası Sago der ki; ağzı
olan konuşuyor. Rap müziğinin kitabını
yazacak derece bilgi sahibi biriyim. O
nedenle işi kısaca özetleyelim: Rap demek
iyi söz ve iyi yorumun kaliteli bir
müzikle birleşmesidir. Bunu yaparken
ne içtiğin ya da ne kullandığından ziyade
çıkan şarkının kalitesi seni alakadar
etmeli. Gençleri hiçbir şeyden
uzak tutma gayretim yok. O gayreti
onlar göstermeliler, ben de vesile olmalıyım
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz